…Yağmurun hiç dinmediği güneşin hiç doğmadığı bir gündü.
…Yağmurun hiç dinmediği güneşin hiç doğmadığı bir gündü. Gri bir gökyüzü vardı üstümüzde

PR Uzmanı Özge Güleryüz
htygazete@gmail.com - 05344876743
…Yağmurun hiç dinmediği güneşin hiç doğmadığı bir gündü. Gri bir gökyüzü vardı üstümüzde, o gün hiç aydınlanmadı hava. Herkesin üstü ıslaktı ama kimse üşümüyordu tam aksine herkesin içi yanıyordu. Çünkü biri vardı enkaz altında, birileri vardı canından çok sevdiği, biri ya da birileri…
…Saat hızla geçmiş gri gökyüzü siyaha bürünmüştü…’’beni kurtarın’’, ‘’nefes alamıyorum’’, ‘’kimse yok mu?’’, zaman ilerledikçe sesleri daha çok azalmıştı…
Kimi nefessiz kalmış, kimi susuz, kimi yaralarından hayatını kaybetmişti.
Yardım ekipleri gelmemişti ve sessiz bir geceye, bekleyişe doğru uzanmıştı gözlerimiz…
…Çiçek kokan şehrimiz vardı bizim... O gün, duman kokan, ceset kokan…
Caddelerinde şarkılar yankılanırdı, kahkaha sesleri, çocukların oyun oynarken bağırma sesleri vardı memleketimizin her sokağında… O günse çok gürültü vardı,
Çok anlamlı kelimler yankılanıyordu sokaklarımızda. ‘’yardım edin!’’, ‘’Beni kurtarın!’’, ‘’Sesimi duyan var mı?’’,
Susturulmayı bekleyen binlerce çığlık vardı o gün…
Bütün o çığlıklar gün sonuna kadar kesilmişti ve memleketimiz sonsuz bir sessizliğe uzanmıştı.
…Bir baba düşün ki evladının cesedini bekleyen, bir anne düşünün kucağında can çekişen bir evlat, bir eş düşünün ki hayat arkadaşıyla yan yana ama artık ona ses, nefes olamıyor. Ve bir evlat düşünün ki bütün hayatı boyunca tek başına kalan ailesinin bütün fertlerinin cenazesini elleriyle çıkartmak zorunda kalan…
…05 Şubat 2023 memleketimizin her tarafı beyazlara bürünmüştü. Meğerse memleketim kefen giymiş kim bilebilirdi ki 06 Şubat saat 04:17 sonrasında ölülerimizi siyah poşetlerle kefensiz gömeceğimizi…
…Ölmüş birini özlemek dünyanın en çaresiz hissidir. Her şey onarılır ama o onarılmaz.
…Nereden bilecektiniz çivi çakmaya kıyamadığınız duvarların sizin üzerinize yıkılacağını…
…O gün bütün hikâyeler yarım kaldı…
…O gün Allah’a verdiğiniz sözleri unutmayın…
…Birileri sevdiklerine son kez sarıldı, son kez gülüp, son kez mutlu oldular, son yemeklerini yediler, son kahvelerini içtiler. Evlerinde son keyifli geceyi geçirdiler. Son kez birbirlerine “ iyi geceler” dediler. Ama hiçbiri son kez olduğunun farkında değildi. Kimisi yarın sabah barışırız diye küs uyudu, ama barışamadı... Her şey yarım kaldı, eksik kaldı, acı keder kaldı…
…Yaşamadan ölmeye itirazım var, kaybolan çocukluğumuza, yitirdiğimiz canlara, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen ve kurtarma ekipleri gelmediği için kurtarılamayan, sesimizi duyurmak için çığlık attığımızda bizi susturmaya çalışan kişilere itirazım var. Ölüme terk edilmeye, yıkılan memleketime, ceset kokan sokaklarımıza itirazım var…
…Yaşadığımız felaketi en kısa ve öz şekilde anlatmam gerekirse, elinizin üstünde bir yara düşünün o yarayı bir zaman yara bandı ile kapattınız iyileştiğini sandınız ama hep bir izi kaldı o ize baktığınız zaman yüzünüzde bir tebessüm olur, bizim yaramızda öyle. Tek fark biz o yara izine batıkça memleketimizi, sevdiklerimizi, ailemizi dostlarımızı hatırlayıp bir damla gözyaşı akacak gözümüzden. Hatay’ın altı üstü yanıyor ama biz hala üşüyoruz.
…Bir insan düşünün; tonlarca beton yığını arasında soğuktan donan elleriyle, gözünden akan damlalarca gözyaşıyla sevdiği bir insanı kurtarmaya çalışıyor.
…Hatay yanarken yıkılırken kim vardı yanımızda? Kimin bizi hayalet şehirden kurtarmasını bekledik? Yataktan kalkmış kendini zorla sokağa atmış Mehmet amcanın mı? Yoksa bütün ailesini sıcak yuvasının duvarının altında kaybeden serap annenin mi? Kim kurtaracaktı bizi? Cennetten köşe, depreme dayanıklı diye sattığınız o binalarda yüzlerce kişi öldü, yüzlerce kişinin cansız bedenine 2 yıl sonra hala ulaşılamadı. Yalın ayak camların üstünde sevdiklerini arayan bir insan düşünün kan revan içinde ama hiç acı hissetmiyor.
Biz ölürken siz neredeydiniz metrelerce uzun altın makası tutmak ve o makası tutarken bir kare fotoğraf çekilmek için didinen insanlar neredeydiniz? Acaba memleketimin güzel insanlarını kurtarmak için bu kadar çaba sarf ettiniz mi? Bu günden sonra nasıl yaşayacağız?
Hiçbir şey olmamış, kimse ölmemiş, her şey yolundaymış gibi mi? …
…O gün tüm Hatay halkı öldü ama sadece bazıları gömüldü.
…Işıklarını son kez kapattılar ve bir daha hiç yanmadı o ışıklar.
…kaybettiğimiz tüm canlara, Işıklar yoldaşınız olsun mekânınız cennet olsun…